Salon, evin en çok vakit geçirilen ve en görünür alanıdır. Hem dinlenme hem misafir ağırlama hem de günlük yaşamın büyük kısmını barındırdığı için düzeni, yerleşimi ve mobilya seçimi özen ister. Doğru yerleşim sayesinde hem hareket alanı genişler hem de salon çok daha dengeli ve estetik bir görünüme kavuşur. Ancak her salonun mimarisi farklı olduğundan, yerleşim planı da buna göre şekillenmelidir.
Salon, evin en çok vakit geçirilen ve en görünür alanıdır. Hem dinlenme hem misafir ağırlama hem de günlük yaşamın büyük kısmını barındırdığı için düzeni, yerleşimi ve mobilya seçimi özen ister. Doğru yerleşim sayesinde hem hareket alanı genişler hem de salon çok daha dengeli ve estetik bir görünüme kavuşur. Ancak her salonun mimarisi farklı olduğundan, yerleşim planı da buna göre şekillenmelidir.
Bu yazıda farklı salon tiplerinden geniş alanların nasıl değerlendirileceğine, TV ünitesi yerleşiminden mobilya seçimlerine kadar birçok başlığı ele alıyoruz.
Farklı Salon Tiplerine Göre Mobilya Yerleşimi Nasıl Olmalı?
Salonun mimari yapısı, mobilya yerleşiminde en belirleyici unsurlardan biridir. Dikdörtgen, kare, L formlu ya da açık plan gibi farklı salon yapılarında mobilyaların konumlandırılması, hem kullanım kolaylığı hem de estetik görünüm açısından önemlidir.
Dikdörtgen Salonlar:
Dikdörtgen salonlar genellikle uzun ve dar yapısıyla dikkat çeker. Bu tarz salonlarda mobilyaları kısa kenara yaslamak yerine uzun kenara paralel yerleştirmek alanın daha dengeli görünmesini sağlar.
- Koltuklar uzun duvara paralel konumlandırılmalı
- TV ünitesi karşıya gelecek şekilde yerleştirilmeli
- Orta sehpa dar tutulmalı, yan sehpalarla desteklenmeli
- Halı, salonun genişliğini vurgulamak için uzunlamasına kullanılmalı
Kare Salonlar:
Kare salonlar yerleşim açısından daha özgürdür. Oturma alanı merkeze yakın konumlandırılabilir, simetrik bir yerleşim salonun düzenli görünmesini sağlar.
- Köşe koltuklar yerine modüler parçalar tercih edilebilir
- Oturma grubu odak noktasında toplanmalı
- Halı ve aydınlatmalar merkeze çekilerek salonun bütünlüğü korunmalı
Amerikan Mutfak:
Bu tarz salonlarda amaç, yaşam alanlarını bölmeden tanımlı hale getirmektir. Mobilyalar, mutfak ile oturma alanını ayırmak için doğal bir sınır işlevi görür.
- L koltuk ya da sırtı açık kanepe ile bölme sağlanabilir
- Halı, oturma alanının altına serilerek görsel sınır çizilir
- Yemek masası, oturma grubunun hemen yanına değil, mümkünse arka kısmına yerleştirilmelidir
L Salonlar:
L şeklinde salonlar iki ayrı alan gibi değerlendirilmelidir. Biri oturma, diğeri yemek ya da okuma köşesi olabilir. Her bölümün işlevi netleştirilmeli ve mobilyalar buna göre yerleştirilmelidir.
Oturma Grubu Konumlandırılırken Nelere Dikkat Edilmeli?
Oturma grubu, salonun en çok kullanılan ve en fazla yer kaplayan parçasıdır. Bu yüzden yalnızca estetik değil, işlevsel olarak da doğru konumlandırılması gerekir. Yanlış yerleşim, hem hareket alanını daraltır hem de salonun dengesini bozar.
- Kapı ve pencere önü kapanmamalı: Doğal ışığın kesilmemesi ve geçiş yollarının tıkanmaması önemli. Koltuklar pencere önüne yaslanmamalı.
- TV ile ideal mesafe korunmalı: TV ile koltuk arası çok yakın olursa göz yorulur, çok uzak olursa izleme keyfi azalır. Ortalama 2–3 metre ideal mesafedir.
- Uzanma yönüne dikkat edilmeli: Eğer L koltuk ya da şezlonglu koltuk kullanılıyorsa, kısa kenarın konumu salonun giriş çıkışını engellememeli.
- Konuşma düzeni oluşturulmalı: Koltuklar çok uzak veya yan yana olmamalı. Misafirlerle rahat sohbet edilebilecek bir açı oluşturulmalı.
Ayrıca koltukların yüksekliği, genişliği ve kol yapısı da salonun genel havasını etkiler. Küçük salonlarda daha sade ve ayaklı modeller ferahlık katarken, geniş salonlarda daha derin oturumlu koltuklar kullanılabilir.
TV Ünitesi Nereye Yerleştirilmeli?
TV ünitesi, salon yerleşiminde genellikle ilk düşünülen parçalardan biridir. Ancak yalnızca “duvar boşsa oraya konur” mantığıyla hareket etmek yerine, kullanım alışkanlıkları ve odanın genel akışı göz önünde bulundurulmalıdır.
İdeal TV ünitesi konumu için öneriler:
- Pencere karşısına değil, yanına yerleştirilmeli: Gün ışığı ekran yansımasına neden olabilir. Bu da izleme konforunu bozar.
- Oturma grubuna dik değil, karşıdan bakılacak şekilde konumlandırılmalı: TV izlerken boyun çevirmek rahatsızlık yaratır.
- TV ile koltuk arası ölçülmeli: Oturma mesafesi ortalama 2–2.5 metre olmalı. Çok büyük ekranlar küçük salonlarda boğucu olabilir.
- Duvara monte sistemler tercih edilmeli: TV ünitesini duvara sabitlemek hem daha sade bir görünüm sağlar hem de alandan tasarruf ettirir.
- Yanına depolama birimleri eklenebilir: Raflı TV üniteleri veya alçak çekmeceli dolaplar hem düzen sağlar hem de dekoratif görünür.
TV ünitesi seçerken aynı zamanda kablo düzenini de göz önünde bulundurmak gerekir. Karmaşık kablo yapıları, en şık salonu bile dağınık gösterebilir. Bu nedenle içinden kablo geçirilebilen modeller ya da kablo kanalları kullanılabilir.
Salonun Geniş Gözükmesi İçin Hangi Mobilyalar Tercih Edilmeli?
Küçük ya da orta büyüklükteki salonlarda doğru mobilya seçimiyle alanı olduğundan daha geniş ve ferah göstermek mümkündür. Bu etkiyi yaratabilmek için mobilyaların sadece boyutu değil, tasarımı, rengi ve hatta yerden yüksekliği bile önem taşır. Kaba ve yer kaplayan parçalar yerine daha ince hatlara sahip, ayaklı mobilyalar tercih edildiğinde, salon hem daha modern görünür hem de gözü yormayan bir düzene kavuşur.
Açık renk tonları da bu noktada büyük avantaj sağlar. Bej, açık gri ya da pastel tonlardaki koltuklar, özellikle doğal ışık alan salonlarda daha aydınlık bir atmosfer yaratır. Bu renkler, mekanın sınırlarını bulanıklaştırarak derinlik hissini artırır. Cam ya da metal detaylı sehpalar, şeffaf sandalyeler gibi hafif görünümlü parçalar ise alanın nefes almasına katkı sağlar.
Mobilyaların duvara tamamen yaslanmaması da genişlik hissini artıran küçük ama etkili bir dokunuştur. Koltuk ya da dolapların arkasında bırakılan birkaç santimlik boşluk, odaya derinlik katar. Aynı şekilde çok sayıda küçük obje yerine daha büyük ve dikkat çekici az sayıda parça kullanmak, mekanın daha düzenli ve ferah görünmesini sağlar. Sadelik, özellikle küçük alanlarda güçlü bir dekorasyon aracıdır.
Geniş Salonlarda Fazla Boşluklar Nasıl Değerlendirilir?
Geniş salonlar birçok kişi için avantaj gibi görünse de doğru kullanılmadığında soğuk, dağınık ve işlevsiz bir görünüme yol açabilir. Boşlukların amaca uygun değerlendirilmesi hem estetik hem de konfor açısından önemlidir.
- Ek oturma köşesi oluşturun: İkinci bir berjer takımı ya da okuma köşesi ile salonun bir ucunu değerlendirebilirsiniz.
- Büyük boy halı tercih edin: Halı, mobilyaları bir arada tutarak salonu toparlar. Küçük halılar geniş salonlarda orantısız durabilir.
- Duvarları aktif kullanın: Büyük tablolar, raf sistemleri veya kitaplıklarla duvar boşlukları değerlendirilir.
- Büyük bitkilere yer verin: Salonun köşe bölgelerine büyük yeşil bitkiler yerleştirmek, sıcaklık ve denge sağlar.
- Yemek alanı tanımlayın: Eğer salon içinde yemek masası da olacaksa, halı ya da aydınlatma ile bu alanı belirgin hale getirin.
Bunlara ek olarak farklı zemin kaplamaları veya ışık kaynakları ile alanlar arasında görsel sınırlar çizilebilir. Böylece salon tek tip bir alan olmaktan çıkıp, çok işlevli ama bütünlüklü bir yapıya kavuşur.